Uyanış || All The Rage - Courtney Summers

"Bir kızı öldürebileceğin bütün yolları biliyor musun?
Tanrım, o kadar çok var ki."

5 üzerinden 10 , 10 üzerinden 100, 100 üzerinden 1 milyon yıldız veriyorum ben bu kitaba.
Uyanış, bu güne kadar okuduğum en gerçekçi kitaptı. Ele aldığı konu oldukça ağır ve okurken Courtney Summers'ın böylesine bir konuyu nasl bu kadar akıcı ve inanılmaz bir şekilde yazdığını anlayamıyorum. Ben kitabı İngilizce olarak okudum, çeviri hakkında bir yorum yapamayacağım ama orijinalinin dili tek kelimeyle harikaydı. Başlarda aklımın karıştığını söylemek zorundayım, tırnak işaretlerinin olmaması okuduğum cümlenin kime ait olduğunu anlamamı zorlaştırdı, ama bu sadece ilk on bilemedin yirmi sayfa için geçerli. Çok geçmeden bunun yazarın stili olduğunu anlıyorsunuz.
 "Bana bak. Bana bak. Bana bak."
Kitaptaki 'kötü' karakterlere karşı olan hislerin nefretin çok daha ötesinde. Ve her cümleyle nefretim daha da arttı, ki bence bu da yine Summers'ın inanılmaz yeteneğinin göstergesi. Karakterlerden nefret etmiyorum, onların adlarını görmeye bile dayanamıyorum çünkü onları tanıdığımı hissediyorum. Tina'yı tanıyorum, ben de bir Brock biliyorum, Şerif Turner'ın içimizden biri olduğunu kabullenmek istemiyorum... Ve belki de farkında olmadan bir Romy bile tanıyorumdur...
"... çünkü belki önceden hepimizden özür dilenmesi daha iyi olurdu. Belki acı çekmeyi beklemek daha az acıtırdı."
 Her cümle kendi içinde şiir gibi, hepsinin altını çizmek istedim çünkü kelimelerin bu kaday uyumlu bir şekilde bir araya gelmesi imkansız göründü.
"Güzel görününyor.
Ama bunu giyemem.
Eğer bir şey olursa ─ bunu giyiyor olmak istemiyorum."
Her cümleyi tek tek buraya yazmak istiyorum çünkü biliyorum ki söyleyeceğim hiçbir şey bu kitabı anlatmakta yeterli olmayacak.
Okuduğum olumsuz yorumlar arasındaki en büyük şikayetlerden biri Romy'ye tecavüz eden Kellan hakkında hiçbir şey söylenmemesi, onun kitapta yer almaması üzerine... ?!?!??? Hakkında diyecek ne var ki?!
"O herhangi bir kız ve onlar herhangi bir aile, ama bu çocuk. O özel ve ailesi de özel.
Ve şimdi kapıda bir kurt.
Öyleyse onu içeri al."
Kellan'o tanımamıza gerek yok, bu Romy'nin ve onun durumda olan binlerce kızın hikayesi. Kellan'ı tanımamıza gerek yok, babası bize onun hakkında yeterince şey söylüyor. Kellan'ı tanımamıza gerek yok, kendisinin kasabaya adım attığı anda Romy'nin aklının gittiği yerler onu tanıtıyor.
Romy pembe bir bıçak görüyor...
"Eminim ki bu bir kız için mükemmel bir bıçak, ama merak ediyorum, üretici bunu nasıl bir samimiyetle yaptı. Acaba o kızı mı düşünüyorlardı, yoksa bunun yalnızca bir şaka olduğunu mu düşündüler.
Belki de bir kızın bu bıçağı ne kadar kolaylıkla ciddiye alabileceğini bilmiyorlar.
Elimi uzatıyorum."


 "Ölü bir kız olmak istemiyorum. Ölü bir kız olmak istemiyorum. Geri gelmem gerek. Ona diyorum ki BU BENİM ama kast ettiğim şey lütfen."
"Kasaba şerifinin oğlu Kellan Turner, herkesin inandığının aksine altın çocuk değildi ve Romy Grey bunu şahsen öğrenmişti. Çünkü kimse, kasabanın kaymak tabakasından olmayan bir kıza inanmak istememişti. Kellan hakkındaki gerçek onun her şeyine mal olmuştu: arkadaşlarına, ailesine ve çevresine. Eskiden birlikte takıldığı arkadaşları tarafından zorbalığa maruz kalarak yalancılıkla suçlanan Romy’nin tek sığınağı, kasabanın dışında yer alan çalıştığı restorandı. Orada kimse onun ne geçmişini ne de adını biliyordu, nihayet herhangi biri gibi davranabiliyordu. Fakat bir partiden sonra hem Romy’yi hem de Kellan’ı tanıyan bir kız ortadan kaybolunca ve Kellan’ın adı, yakındaki başka bir kasabada taciz haberine karıştığında, Romy karar vermek zorunda kalacaktı: Konuşmayarak başka kızların da zarar görmesine göz mü yumacaktı, yoksa Kellan’a karşı savaşacak mıydı? İlk defa konuştuğunda kimse ona inanmamıştı ve şimdi de inanmayacakları kesindi fakat sessiz kalmasının bedeli dayanamayacağı kadar ağır olabilirdi."






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BU AY NE YEDİM || STORIES OF THE MONTH - MARCH 2019